TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, resmi ziyaretler için gittiği Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) kapsayan Körfez turunun dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“Türkiye’de son dönemde yükselen yabancı düşmanlığı dalgası olduğu ve bu konuda diğer ülkelerden gelen şikayetler olup olmadığı” konusunda değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, Körfez turu kapsamındaki görüşmelerinde ve özel sohbetlerde bu konuda bir şikayet almadığını söyledi.
Türk milletinin geleneğinde ırkçılık olmadığını ancak ara sıra birkaç provokatör çıkabildiğinin altını çizen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geçtiğimiz yıl Arap ülkelerinden bir kişiye yapılan saldırı tamamen münferit bir saldırıdır. Birileri bunu artırmak istiyor. Özellikle Filistin meselesi noktasında Türk kamuoyunun fevkalade büyük bir duyarlılık, birlik, beraberlik gösterdiği bir noktada ortaya çıkarılan, üretilmiş Müslüman, Arap düşmanlığının çok tehlikeli olduğunu görüyoruz. Ama bunun milletimizi asla bağlamadığını, milletimizin böyle bir tavrı olmadığını herkes biliyor. Şundan emin olun ki Türkiye’nin içerisinde Arap, İslam karşıtlığı yapanlarla İslam ülkelerinde Türk karşıtlığı yapanlar aynı odaklardır. Biz bu filmi çok gördük. 20 yılda koskoca Osmanlı cihan devletini ırkçılık üzerinden parçalamadılar mı? Aklımızı başımıza alacağız. Bu anlamda aziz milletimizin çok feraset sahibi olduğuna da inanıyorum. Böyle oyunlara gelmez, bu oyunlardan da bir sonuç çıkmaz.”
CAN ATALAY AÇIKLAMASI
Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesiyle ilgili Meclis Başkanı Kurtulmuş, Can Atalay meselesi veya başka bir konu üzerinden siyasi tartışmaların köpürtülerek bugüne kadar gelinmiş olmasını doğru bulmadığını söyledi.
Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni kapsayan Körfez turunun aylar öncesinden planlandığını aktaran Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
*Biz burada, milletimizin verdiği yetkiyle TBMM adına, milletimizi temsilen ülkeler arasında diplomatik ilişkileri arttırmak ve parlamenter diplomasinin imkanlarından istifade etmek için görüşmeler yaparken, böyle bir çalışmanın içerisindeyken, benim şahsımı da işin içerisinde katan, hatta bu ziyaretle Atalay’ın kararının okutulmasını bir şekilde ilişkilendiren bazı açıklamaları kategorik olarak reddettiğimi ifade etmek isterim.
*Bunlar haksız ve doğru olmayan yorumlardır. Bu ziyaretler aylar öncesinden planlanmıştır. Meclis Başkanı’nın teamüller gereği Meclisi ne zaman yöneteceği bellidir. Biz bu hafta Ankara’da olsaydık dahi kararı yine Sayın Bozdağ okutacaktı.
*Çünkü Meclisin çalışmalarında Genel Kurul yönetimi nöbetçi başkanvekili tarafından deruhte edilmektedir. Dolayısıyla bu süreci, hele hele buradan doğacak siyasi tartışmaları sokakta halletmeye kalkmak doğru değildir.
“MECLİS TARAF OLMAMALI”
İki yargı kurumu arasındaki hukuki ihtilafın tarafının Meclis olmadığını başından beri söylediklerinin; bu süreçte Meclisin taraf olmaması için de özel bir özen gösterdiklerinin altını çizen Kurtulmuş, Meclisin ilk açıldığı gün yemin için Atalay’ın isminin okunduğunu, davet edildiğini ancak tutuklu olduğu için gelemediğini anımsattı. Atalay’ın özlük haklarının da verildiğini, danışmanlarının atandığını ve bütün partilerin ortak anlayışıyla TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna seçildiğini aktaran Kurtulmuş, tüm süreç boyunca Meclisin tavrının belli olduğunu söyledi.
“HER BİRİNİN FONKSİYONU BELLİ”
TBMM’nin yerel mahkeme adına karar verip Atalay’ın tutukluluk halini kaldırmak gibi bir yetkisi olmadığını anlatan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
*Mecliste birçok defa milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırıldı, milletvekillikleri düştü… Buna benzer olaylar defaatle tekrarlandı. Bu anlamda esas itibarıyla Meclisin üzerine düşen sorumluluk, Anayasa’da var olan bu konudaki çelişkileri ortadan kaldırmaktır.
*Yüksek yargı birbirleriyle çelişen, kararları farklılaşan kurumlar olmanın ötesine geçmelidir. Her birisinin fonksiyonu bellidir. Her birisinin vazifesi bellidir. Hiçbir mahkeme devletin diğer kurumlarının üzerinde bir hak ve yetkiye sahip değildir.
*Dolayısıyla bütün bunların yeniden düzenlenmesi, örneğin; 153, 138. maddelerin yeniden düzenlenmesi; 14. maddede devlete karşı işlenen suçları belirleyen faaliyetlerin daha sarih, daha açık bir hale getirilmesi için bazı değişikliklerin yapılması gerekir. ‘Meseleyi şahsileştirmemek gerekir’ derken bu ya da benzeri problemleri sistemik olarak çözmenin Meclisin görevi olduğunu hatırlatmak isterim.
“MUHATAP DERECE MAHKEMESİDİR”
TBMM Genel Kurulunda, Atalay hakkındaki mahkemenin gerekçeli kararının okutulması yerine bekletilmesine yönelik eleştirilere de değinen Kurtulmuş, “Kararın okutulmasında acele edilmeyerek hem ilgili milletvekiline hukuki yolları tüketme, hem de yüksek mahkemelere aralarındaki içtihat farklılıklarını hal yoluna koyma imkanı verilmiştir. Anayasa Mahkemesinin bu kararlarını hukuki açıdan denetleme durumunda olmadığımız gibi icrası konumunda da bulunmuyoruz. Muhatap derece mahkemesidir.” dedi.