Amazon Türkiye ile PwC Türkiye işbirliğinde hazırlanan “Türkiye’deki KOBİ’lerin E-Ticaret Görünümü” raporunda Türkiye’de e-ticaret ve e-ihracat faaliyetlerini etkileyen güncel trendlerin yanı sıra değişen tüketici davranışları ve beklentilerine de değinildi.
Amazon Türkiye ile PwC’den yapılan ortak açıklamada sosyal medya platformlarına alışveriş özelliklerinin eklenmesi sayesinde sosyal medya ticareti önemli ölçüde büyürken ve markaların tüketicilere ulaşmasını kolaylaştırıyor.
Sosyal medya aracılığıyla e-ticaretin gösterdiği bu hızlı gelişim, işletmeler için önemli fırsatlar da sunuyor. Bu bağlamda, küresel sosyal medya ticaret gelirlerinin 2022 yılında 724 milyar doları aşarak 2030’a kadar 6 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.
Türkiye’de ise sosyal medya kullanımı son yıllarda en yüksek seviyelerine ulaştı ve 2022 istatistiklerine göre 67 milyondan fazla sosyal medya kullanıcısı, nüfusun yüzde 80’ini oluşturuyor.
Türkiye’de sosyal medya kullanıcı sayısının artmaya devam etmesine paralel sosyal ticaret potansiyeli de büyüyor. Türkiye’de 2018 yılında 52,33 milyon olan sosyal medya kullanıcı sayısının 2027 yılına kadar 76,59 milyona ulaşması bekleniyor.
Sosyal ticaretteki duruma benzer şekilde mobil ticaretin e-ticaret içindeki payı da artıyor. Gelecek yıllarda bu trendin hızlanarak devam etmesi bekleniyor.
Türkiye’de mobil ticaret hızla yaygınlaşırken mobil ticaret pazar büyüklüğünün 2023 yılı sonunda 12 milyar dolara ulaşması ve 2019-2023 yılları için yaklaşık yüzde 18,6 oranında yıllık bir bileşik büyüme bekleniyor.
Türkiye’de e-ticaret işlemleri 2022 yılının ilk 6 ayında yüzde 76 oranında mobil cihazlar üzerinden gerçekleştirilirken işlemlerin yüzde 6’sı mobil web siteleri ve yüzde 70’i ise mobil uygulamalar üzerinden gerçekleştirildi. Bu durum, mobil ticaretin e-ticaretin yüzde 72,9’unu oluşturduğu Türkiye’yi dünya ortalamasının önüne geçiriyor.
Rapordaki verilere göre, çevrim içi perakende talebi ve hızlı teslimat için artan tüketici gereksinimleri, küresel e-ticaret lojistik pazarının 2020 yılında yüzde 27,3 büyümesine neden oldu.
Hızlı ticaret sayesinde saatler veya dakikalar içinde teslimat yapılıyor.
Pazarın 2020-2025 yılları arasında yüzde 8,6 oranında yıllık bileşik büyüme göstermesi ve 2025 yılında 557 milyar avroya ulaşması bekleniyor. Perakende e-ticaretin payı artış gösterirken tüketici beklentileri de sürekli değişiyor.
Araştırmada tüketicilerin teslimat süresi ve gönderim yöntemlerine yönelik seçimlerinde daha dikkatli oldukları ortaya çıkıyor. Geleneksel e-ticaret modellerinde ürünlerin teslimi için günler veya haftalar sürerken hızlı ticaret sayesinde saatler veya dakikalar içinde teslimat yapılıyor.
Hızlı ticaret gibi yeni çevrim içi hizmetlerin gelişmesi, tüketicilerin sipariş verdiği Stok Tutma Birimlerinin (SKU’lar) çeşitliliğinin artmasına ve buna bağlı olarak sevkiyat sıklığının artmasına neden oluyor.
Raporda Türkiye’de e-ticarette faaliyet gösteren ve özellikle e-ihracat yapan KOBİ’lerin, sürekli değişen talepleri karşılayabilmeleri için yeni gelişmeleri dikkate almaları ve daha iyi bir müşteri deneyimi için gönderim koşullarını ve teslimat yöntemlerini iyileştirmeleri gerektiğine dikkat çekiliyor.
Türkiye’deki kadın işletme sahiplerinin toplam işletme sahipleri içindeki payında önemli bir artışı ortaya koyan raporda verilere göre 2014 yılında yüzde 12 olan bu oran, 2018 yılında yüzde 17’ye çıktı.
Bu oran Türkiye’deki kadın girişimcilerin kademeli olarak arttığını da gözler önüne seriyor. Pandeminin başlangıcından bu yana, Instagram’da bulunan kadınların ait KOBİ’lerin yüzde 92 arttığı gözlemlenirken girişimcilikle ilgili Facebook gruplarının yüzde 51’inin kadınlar tarafından oluşturulması ülkemizdeki kadın girişimcilerin istikrarlı yükselişini yansıtıyor.
Raporda son yıllarda tüketici değerlerinde görülen değişimimin, üreticileri ve satıcıları iş yapış biçimlerini yeniden düzenlemeye yönelttiğine de değiniliyor.
Sürdürülebilirlik kavramı tüketiciler için öne çıkan bir konu haline gelerek satın alma kararlarında etkili bir rol oynuyor. Küresel tüketicilere benzer şekilde Türkiye’deki tüketiciler için de sürdürülebilirlik hedefleri giderek daha farzla önem arz ediyor. Örneğin 2022 yılında seçili ülkelerde aşırı ambalaj kullanan ürünlerden kaçınmayı düşünen tüketicilerin payını araştıran bir ankette, Türkiye’nin yanı sıra Belçika, Brezilya ve Almanya’daki tüketicilerin yüzde 55’inin alışveriş yaparken markaların kullandığı ambalaj miktarını dikkate aldığı gözlemlendi.
Araştırmada tüketicilerin alışveriş yaparken önem verdikleri bir başka husus olarak sosyal etki de gösterildi. Fabrika ve nakliye personelinin çalışma koşulları, etik ve adil üretim süreçleri gibi tedarik zincirinin sosyal boyutları da tüketicilerin alışveriş yaparken karar alma süreçlerinde etkili oluyor.
Markaların bu süreçlerdeki artan görünürlükleriyle birlikte tüketicilerde hesap verilebilirlik beklentisi de oluşuyor.